Budama


Ağaçlar, gün ışığından daha fazla yararlanmak ve besin ihtiyaçlarını sağlamak için çevresindeki ağaçlarla rekabet halinde olduğundan, dikey olarak büyüme ihtiyacındadır. Enerjisinin büyük bir bölümünü bu amaç için harcadığından, en tepedeki sürgün dikey büyümeye devam ederken, yanal dallarda gelişme yavaşlamaktadır. Bu lider sürgün kesildiğinde, bu sefer yan tomurcuk uzamaya başlar, bu da yanal büyümeyi teşvik ederek yan tomurcukların dallara dönüşümümü sağlar. Sürekli lider sürgünün kesilmesi halinde ağacın formu dikkat çekecek bir şekilde değişime uğrar ve neredeyse her yerde toplu halde büyüme başlar. Sürgün kontrol altında tutulmadığında yine iç ve alt dallar ölürken, üst dallar orantısız bir şekilde gelişimine devam eder. Bu durumda ağacın üst ve dış kısımlarını daha kapsamlı bir şekilde budayarak, ağacın büyümesi iç ve alt kısımlarına yönlendirilir. Bu da bize ağacın form tasarımı üzerinde kontrol sağlar.

Kural olmamakla beraber bir bonsainin yüksekliğinin 50 ile 60 cm olması konusunda genel bir kanı vardır. Tabi ki bu ağaçtan ağaca değişiklik gösterecektir. Tasarım esnasında ağacın yüksekliği önceden belirlenerek lider sürgün budaması veya yan dal olması sağlanarak arkadan gelen dalın yeni lider sürgün olması sağlanabilir. Bu tarz bir uygulamada gövde kalınlığının kalından inceye doğru olması da sağlanabilir.

Bonsainin düzenli olarak budanmasından korkmamak gerekir. Önemli olan ağacın büyüme enerjisini eşit şekilde dağıtmak, dal ve yaprak yoğunluğunun oluşmasını sağlamaktır.

Yapısal budama;

Her şeyden önce ağacın veya fidanın bir kaç yıl sonra nasıl bir görünüme sahip olacağına karar verilmesi gerekir. Yapısal budama ile ağaca temel şekli verileceğinden, dalların bazılarının geri dönüşümü olmayacak şekilde kesilmesi gerekir. Bu budama işleminde, alttan üste doğru başlanarak gereksiz olduğu düşünülen dalların kesilmesi gerekir. Genel olarak gövde üzerinde yan yana olan dallardan birini kesilerek bir üstteki çapraz dalın kalması ve sonra yine üstteki çapraz dalın muhafaza edilerek budama işlemi gerçekleştirilir. Bu dallar arasında boşluklar olmasını sağlar. Tabi bu her zaman olduğu gibi ağacın cinsine verilmek istenen şekle göre değişir. Genelde gövdedeki ilk dal toprağa yakın olduğundan kesilir. Sonra sırasıyla diğer dallara geçilir.

Bu tarz budama için en iyi zaman ağacın uykudan uyandığı ilkbahar başı, mart ayı veya uyku dönemine geçeceği sonbaharda eylül ayıdır.

Yapısal sert budamayla aynı anda kök budamasını yapmak ağacı strese sokacaktır. Budama işleminden hemen sonra ebatları küçük olan bir bonsai saksına yerleştirmektense, geçici bir süreliğine başka bir saksıda toparlanmasını sağlamak çok daha sağlıklı olacaktır. Bu süre içerisinde köklerine ihtiyacı olacaktır. Kök budaması yapılmayacağı için daha hızlı bir gelişim de gösterecektir. İlkbaharda sert yapısal dal budaması sonbahar ayında kök budaması yapılabilir. Gerek dallardaki budama ve gerekse köklerdeki budama, sağlıklı bir ağaçta 1/3 oranında yapılabilir. Daha fazlası ağacı yoracak, strese girmesine yol açacak veya kayba neden olabilecektir. Bonsai sabır ve uzun bir süreç gerektirir.

Bakım budaması;

Yapısal budama sonrası ağaca toparlanması, yeni sürgün ve dalların kalınlaşması için zaman tanımak lazım. İbrelerin, yaprakların sıklaşmasıyla artık bonsainin formunun yavaş yavaş düzenlenmesine geçilebilir. Budama derken saç kesimi gibi, makas elde rastgele bir budama değil. Her sürgün, dal, yaprak kesiminin bir sonucu ve forma etkisi olacağının bilinmesi gerekir. Her budamanın bir amacı olmalı, dal uçlarında çatallaşma mı, dalların kalınlaşması mı, gövde kalınlaşması mı, formda gruplaşma mı gibi tercihlere göre budama gerçekleştirilmelidir.

Bonsainin formu nedeni ile ağacın üst ve dış kısımlarında büyümesinin kontrol altına alınıp, iç kısımlarında büyümesi sağlanmalıdır. Gelişim seviyesinde iken düzenli budama ve telle şekillendirme önemlidir. Gelişimi artık tamamlanmış ve belli bir form oluşturulduktan sonra değişiklik istenmediği sürece tel uygulamaları yapılmayacak ama bakım budamaları devam edecektir.

Form oluşturulurken her dal ayrı ayrı ele alınmalı ama toplamda ağaçta bir bütünlük oluşmalıdır. Gövdeden çıkan dalların ucunda bir ibre yoğunluğu bırakıp oldu demek pek tatminkar olmayacaktır. Birincil dallardan 2. dallar ve onlardan da 3 ve 4. dallar oluşturulup kümeler oluşturulması amaç olmalıdır. Dal üzerinde her sürgün budanmamalı, gelişimlerine izin verip dallanmaları sağlanmalıdır. İleriki zamanlarda bu dalları istemediğinizde kesebilme şansınız zaten olacaktır.

Budamayı ilkbahar başında veya sonbaharda bitki uykuya geçmeden önce tek bir seferde yapılması görüşünde olunabildiği gibi, yaz döneminde de budamaların ara ara ( 10 günde bir azar azar) yapılabileceği de kabul edilmektedir. Ancak budama da göz önünde bulundurulması gereken bir nokta da; ağacın sert budamalarda strese gireceği ve ibrelerini farklı şekillerde oluşturacağıdır. Ara ara yapılan budamalarda sert budama yapılmamalı, ağaç strese sokulmamalıdır. Özellikle ibreli ağaçlarda her gün uç alımı yarardan çok zarar getirecektir. Dalda çatallaşma olsun diye uç alımı yapılıp, daha da çabuk çatallaşsın diye yan sürgünlerinde uç alımı yapılırsa, daldaki gelişim süreci yavaşlayacak ve zaman kaybına neden olacaktır. Uç alımı yapılırken makas veya parmaklar kullanılır. Makas ilerleyen zamanda kesilen yerlerde yani ibrelerin uçlarında kahverengi bir renklenmeye neden olabilir. İlk tercih parmak olmalı ancak ibre veya sürgün parmakla koparılamıyorsa makas kullanımı tercih edilmelidir.

Diyelim bir dal folyaj dışına doğru sürekli uzuyor. Bu durumda dal, çatallaşmanın istendiği bölgede ve çatallaşmayı sağlayacak sağlıklı sürgünlerin bulunduğu yerden budanır ve bu sürgünlerin uç alımı yapılırsa çatallaşma sağlanacaktır. Ancak bu durumda daldaki kalınlaşma hızı yavaşlayacaktır. Tasarımda ağırlık gövde ve dalın kalınlaşması ise enerji kaybını engellemek için çatallaşmayı 2. plana bırakmak, eğer daldaki çatallaşmayı artırmak ve yeni sürgünler elde etmek isteniyorsa bu sefer dalın kalınlığından feragat etmek gerekiyor. Her ikisi aynı anda gelişimine devam edecektir ancak biri diğerinden daha hızlı gerçekleşecektir.

Ağaçtaki enerjiyi nasıl dengeleyebiliriz. Ağaç sürekli büyümek ve uzamak zorunda olduğundan enerjisinin çoğunu lider dal denilen en üstteki dalın uzamasına ve üst dalların gelişimine harcadığından, en alt dallarda gelişimini azaltmakta ve hatta iç bölgelerde güneş görmediği için fayda elde edemediği dallarda kurumalar olmaktadır. Lider dal ve yakınındaki dalların ara sıra uç alması yani budaması yapıldığında enerjisini yan dallara aktararak genişlemeye çalışacaktır. Bu durumda yan dallar kalınlaşmaya ve dalın gövdeye yakın kısımlarından yeni sürgünler vermeye başlayacaktır. Dolayısıyla alt dallarda yeni öbekler oluşturmak ve geliştirmek mümkün olacaktır. İsteniyorsa alt dalın budaması yapılarak dal kısaltma yoluna da gidilebir. Sonrasında yeni bir dal düzenlenerek tekrardan ağacın boyuna uzaması sağlanabilir. Unutulmamalıdır ki lider dalın kalınlaşması diğer dallara göre her zaman daha hızlı olacaktır.

Kök budama;

Kök topraktan sağladığı mineral ve elementleri yapraklara gönderiyor. Yapraklar fotosentez yoluyla bunları işleyip ağaca besin üretiyor ve kökler bu besinle gelişimine devam ediyor. Daha fazla saçak kök daha fazla dal ve yaprak, daha fazla dal ve yaprak daha fazla kök demek. Yani sürekli bir döngü gerçekleşiyor. Kök veya dallardaki deforme direkt bir diğerini olumsuz etkiliyor.

Kazık kök ağacın toprağa tutunmasını sağlarken, saçak kök dediğimiz ince ve sık kökler ise topraktan besin ihtiyacını karşılar. Her bir saçak kök ağacın bir bölümüne hizmet eder. Ağacın bir bölümündeki dal ve yapraklarında solma veya kurumular göründüğünde o bölgeyi besleyen saçak köklerde bir sıkıntı olduğunu anlamak mümkün. Ağacın sağlıklı görünümü köklerinde sağlıklı olduğunun bir işaretidir.

Doğada kökler su ve besin ihtiyacı için sürekli saçak köklerini toprak içinde yayar, ancak bonsaide bu ihtiyaçlarını bizler karşıladığımız için çok uzun köklere ihtiyacı olmayacaktır. Dolayısıyla köklerde aşırıya kaçılmadan budama yapılmasının ağaca bir zararı olmayacaktır. Köklerin ne kadar kısa olursa ağaçta o kadar kısa olur düşüncesi doğru değildir.

Temin edilen fidanın gövde kalınlığı ince ise bu kök kesilmeden bir süre daha saksıda bakılmalı ve kök gelişiminin güçlenmesi ve gövde de kalınlaşma sağlandıktan sonra bonsai saksısına kazık kök kesilerek aktarılmalıdır. Aksi takdirde gövde kalınlaşma süresi oldukça fazla zaman alacaktır.

Fidan temin edildikten sonra kök sistemindeki tüm toprak temizlendikten sonra, kökteki yapıda hastalıklı veya zarar görmüş saçaklar temizlenir. Saçaklar birbirinin içine geçmiş ise bunlar köklere zarar vermeden açılarak yayılması sağlanır. Saçak köklerde kök grubundan daha uzun olan kökler budanır. Budama kökün 1/3 ünü geçmemelidir. Yeni saksısına ekilip, gerekirse 1 sonraki yıla kadar bu saksıda gelişimi beklenir. Yeni saksısına alınacağı zaman dallarda budama ve folyaj işlemi yapılabilir. Çünkü kök gücünü çok kaybetmediğinden yeni gelecek sürgünler güçlü gelecektir. Aynı anda hem kök hem de dalların sert budanması, ağacı öldürmese bile çok yıpratacak ve gelişim sürecini çok yavaşlatacaktır. Bir sonraki yıl ağacın hazır olduğuna kanaat getirilirse bonsai saksına aktarma işlemi gerçekleştirilebir. Aktarma esnasında ağacın kökleri yine 1/3 ünü geçmeyecek şekilde budanır ve saksıda bakımına devam edilir. Kök budama sonrasında 20 gün kadar besin veya gübre verilmemesinde fayda var. Verilen elementler kesilen köklerin zarar görmesine neden olacaktır. Yine bu süre içerisinde gölgede ve aşırı rüzgar görmeyen bir yerde tutulmalıdır. Budama için en iyi zaman, ilkbaharda dal üzerindeki tomurcuklanmalar başlamadan, yani ağaç tam uyanmadan önce ki zamandır. Daha sonraki yıllarda saksı değişimi yapıldığı zaman kök budaması tekrardan yapılır.